YENİ NORMAL

Koronovirüs salgını ile mart ayından itibaren ülkemizde de tedbirler artırılmış bir çok yasakla karşılaşmıştık , salgının hızının Allah’ın izni ve tedbirlerin yardımıyla yavaşlaması ile normalleşmeye başladık bu normal duruma ise yeni normal ismi veriliyor.

Dönüp ardımıza baktığımızda bu süreç bize bir çok değişik hal ve hareketler yaşattı  , şöyle kısaca bir yeniden hatırlayalım.

Öncelikle ilk zamanlar panik hali hayli yüksekti ,televizyonlar , sosyal medya , whatsaap gruplarında belki tüm muhabbet bu konu üzerineydi fakat giderek panik azaldığı gibi virüs üzerinden muhabbetler azaldı.

Ülkemiz çok şükür bu salgından ağır sağlık problemleri ile karşılaşmadan atlattı bu konuda hem sağlık personelimiz hem hastanelerimizin alt yapısı faydalı olmuştur bu konu objektif olarak herkesin takdirini kazanmıştır.

Tabi aslında en başta söylemiştim Umumi Hıfzıssıha Kanunu yetersizdir diye bu çok açık ortaya çıktı bu kanun değiştirilmelidir. Bir çok tedbir bu kapsamda alındı tabii ki sağlık endişesi hukukilik tartışmalarını öteledi fakat ekonomik olsun , seyahat olsun , güvenlik olsun , toplanma olsun , ibadet olsun bir çok kısıtlamanın hukuki alt yapısı problemli olduğu gibi derecesi ve ölçülülük gibi tartışmalar barındırmaktadır. Bazı tedbirler ile bazı serbestliklerin bir birine tezat olması gibi sonuçlar görülebilmektedir. Bu gibi sorunları bir daha yaşamamak adına daha derli , toplu , detaylı düzenlemeler gerekmektedir.

Açık havanın önemi arttığından işletmeler yönünden de  işletmelerin , evlerin , ibadethanelerin , sosyal ve kültürel alanların açık alanlarının olmasının önemi anlaşılmıştır bu nedenle planlamalarda bu hususlar ihmal edilmemelidir nitekim bu sadece salgın hastalıklar değil sağlığımız için gereklidir.

Bazı kısıtlamalar ve yasaklamalarda ise raporlamalar  yapılmalıdır , hafta sonları ve bayramlarda uygulanan sokağa çıkma kısıtlamaları daha esnek şekillerde de icra edilebilirdi diye düşünüyorum.

Bu konularda özel sektör yönünden faaliyetleri durdurulan işletmeler hariç herhangi bir çalışamama durumu fazla olmadı o nedenle o şekilde çalışanların sokağa çıkma kısıtlamalarına bakışı ile altmış beş yaş üstü , yirmi yaş altı , esnek çalışan , işletme faaliyeti durdurulan , çalışmayana kadın , erkek , genç vb yönünden bakıldığında bazı uygulamaların sabır gerektirdiğini bilmek gerekir.

Günlerce çıktığımız sadece site bahçesi iken bir yasak gününde çıktığımda polis tarafından uyarılmak tabii ki insanları geren uygulamalar oluyordu.

Ülkemiz eğlence mekanlarına , kalabalık toplanmalara , cafe ve restoranlar yönünden kısıtlamalar getirmek suretiyle çok isabetli adımlar attı fakat gözlem olarak bilhassa pazarlar istenilen boyutta hiç olmadı , yoğun yapılaşma olan şehirlerin tarihi merkezlerinde yoğunluk daha az sağlanabildi.

Sağlık çalışanlarının sosyal yaşama ilişkin yorumlamaları bazen uçuk kalabilmektedir bu konuda da daha hassas olmak gerekirdi.Yani örnek verilmesi gerekirse maskenin sokağa çıktıktan sonra bir daha kullanılmaması gibi öneriler gerçekçi değildi , kimsenin bu sayıda bir maskeye ulaşabilmesi mümkün değil , nitekim bir maskeyi bir çok defa kullandık.Bu konularda daha makul ve akılcı çözümler öne sürülmeliydi.

Bazı kamu hizmetleri daha kontrollü icra edilebilirdi , bu konuda adliyeler yönünden belirteyim , uyap temelli işlemler yapılabilir , davalar karara bağlanabilir hatta kontrollü şekilde davet usulü duruşma yapılıp karar verilebilirdi , yine icra işlemlerine ilişkin kısıtlamalar bu kadar yoğun olmayabilirdi.

Bilhassa tasarrufun önemi anlaşılmalıdır , kamudan tut , meslek odalarına , işletmelerden , bireysel olarak insanlar tasarruf etmek zorundadır. Tabii ki zor geçinen insanlar vardır fakat lüzumsuz harcama yapan da bir hayli çoktur.

Bu süreç evlerde kendini ayarlayabilenler açısından çok verimli bir dönem olmuştur , ibadet etmeye , okumaya , değişik aktivitelere zaman ayırmaya fırsat olmuştur.Bu aşamada şahsen okudum , çok şükür ibadetlerimizi yerine getirdik , yazılar yazdım , videolar çektim.

Bu süreci tamamen donuk geçirenlere hayret ettim , insan ancak heyecan ile yaşar kendimizi , fikrimizi , bedenimizi diri tutmak zorundayız.Zihnimizi yenilediğimiz gibi sporu , ruhi halimiz için ibadetlerimizi terk edemeyiz hatta her yeni durumda ona uygun yeni pozisyonlar almak durumundayız.

Bu tedbir sürecinde ilk haftasonu sokağa çıkma yasağında Cuma akşam oluşan market ve alışveriş çılgınlığı ve paniği belki şahit olduğum en panik havası idi.

Bu süreci manen buruk geçirmemize sebep olan gelişmeler aile ve akrabalarımızdan uzak kalmamız oldu.Camilerden uzak kalmamız oldu bilhassa ramazan ayının gelmesi ile çok farklı bir ramazan yaşadık.Tabii çok rahat oruç tuttuk ve daha az muhtemelen günaha girdik kendi adıma konuşayım fakat o manevi coşkunluğu , heyecanı pek yaşayamadık , hissedemedik.Çünkü ibadette zorlanma da bir nimettir , hikmettir.Artık böyle geldi geçti Allah bir daha göstermesin.

Tabii bu süreçte abuk subuk komplo teorileri de olmadı değil bu teoriler gerçekten az çok bir temele dayansa ciddiye alınabilir ama çoğu insanları aptal yerine koymaya çalışan basit kurgu ve algıya yönelik zırvalıklar.

İlki Diyanet İşleri Başkanı’nın hutbesine yönelik bazı barolar tarafından yapılan hadsiz , hukuksuz ve dine saldırı  niteliğinde basın açıklamaları idi.Bu konuda artık cinsel yönelim üzerinden özgürlük adı altında girişimler toplumu baskılamaya yönelen girişimlere dönüşmüş olup müsamaha edilecek durumda değildir.Bu konuda yasalarımızda serbestlik olmadığı gibi bu anlama gelebilecek düzenlemelerde varsa acilen kaldırılmalıdır.

Bu süreçte İzmir’de merkezi ezan sisteminden müzik dinletilmesi girişimi araştırma neticesi ile provakatif bir eylem mi olduğu ortaya çıkar ama temelde kutsala saldırıdır. Yine ezandan , duadan rahatsız olan insanlar dine , dindara ve onların kutsallarına saygısızlıkla suç işlemektedirler.Bu ülkede dine karşı nefret ve saldırı girişimleri artık daha net suç tanımlamalarına girmelidir.

Adana’da marjinal  ve problemli bir grubun cemaatle namaz kılmaları da maalesef sosyal medya da namaz provokasyonu gibi isimlendirilmesi yanlış olmuştur.Bir takım seküler buluşmalarda sosyal mesafeyi ihlal etme gibi nitelendirmeler yapılırken amaçları provokasyon bile olsa namaz kılan insanlar için namaz provokasyonu dememek gerekirdi.

İdeolojik körlükle son derece iyi yürütülen hükümet çalışmalarını anlamsız çarpıtan tabip odaları ve bazı gazeteciler gibi kendi düşünce yapısından insanlar tarafından bile dikkate alınmayan iddialar olmuştur. Bu hususta umarım kendileri ders çıkarmışlardır.

Halkın hizmet eden ile sadece konuşa arasındaki farkı görmesi gerekir , çok kısa sürede yeni hastaneler açılan bir ülkede bu hizmetler takdir edilmelidir.

Evet yeni normale başladık , insanlar sokakta geziyor , pikniğe gidiyor gibi eleştirileri bırakıp tedbirli davranmaya çalışmalıyız , bu öneriler yapıldı , mesafeyi koruyacağız , maske takacağız , hijyene dikkat edeceğiz , sınırlı insanla görüşeceğiz , kalabalık ortamlardan uzak duracağız inşallah bu salgından zarar görmeden bu süreçleri atlatmaya çalışacağız.

Allah herkesin yardımcısı olsun , işlerimizi kolay eylesin , kazançlarımıza bereket versin. 02.06.2020

 

Mehmet Emin Başalp

 

 

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir