Oğuz iline kara kış gelirken , attan pek oktan ağır , gözün görmediği, kılıcın kesmediği Çin ilinden çıkan kovid belası Oğuz iline de ulaşmıştı.
Duha Koca oğlu Deli Dumrul derler bir er vardı.Bir susuz çayın üzerine köprü yaptırmış geçenden otuz akçe alır geçmeyenden döve döve kırk akçe alırdı.
Köprünün yanına meğer bir oba konmuş , kara feryatlar göğe ulaşıyordu.Kimi kardaş diye kimi oğul diye ağlıyordu.
Dumrul sesten rahatsız oldu varıp yetişti. Bre kavatlar ne ağlarsınız ?
Hep birden seslendiler
Aman hanım , bir yiğidimiz öldü ona ağlarız
Bize yaklaşmayasın
Çin ilinden bir kovid belası çıktı
Sakalcığı akça kocaları , ak pürçekli anaları
Hırıldatıp öldürdü
Kara sakallı yiğitleri , elceğizi kınalı kızları
Hırıldatıp öldürdü
Rum’a Şam’a ünü vardı
Sen duymadın mı yiğidim
Dumrul cevap verdi.
Bu nasıl şey ki can alır
Canı Tanrı alır
Ben bununla nasıl mücadele edeyim
Çıkarsa çıksın karşıma
Hep birden seslendiler :
Aman kara çadıra gir ak keçeyi ser otur , çıkma dışarı
Ak destar ile sar ağzını burnunu , akça su ile yıka elini
Sakın karşılaşma kovitle çıkar aklından savaşı
Haydi yiğidim bizden uzak ol , Yalvar Hak Teala’ya
Kovit bunları dinliyordu.
Bre tedbirsiz deli kavat geldin bu obaya
Gördüğüm gibi girdim hemen ağzına burnuna
Haydi senin deliliğin sökmez bana
Nice yiğitlerin , gözü güzel gelinlerin canını aldım
Bu sözler Hak Teala’ya hoş gelmedi , can alıp can veren benim bu kovit kendini ne sanır dedi.
Dumrul durdu düşündü ben yiğidim , bahadırım amma bu kavat kovit bize erişmeden varıp gidip anama babama anlatayım. Dumrul babasının yanına vardı.Elini , yüzünü öptü bakalım hanım ne söylemiş.
Ak sakallı aziz babam
Çin ilinden kovit çıkmış
Kimse görmez niceymiş
Hırıldatıp tatlı canı alırmış
Köprünün yanında obada duydum
Ben bilirim Tanrı alır canı
Senin canın tatlıdır
Tez haber vermeye geldim
Çadırından çıkma baba
Babası der ;
Oğul oğul ay oğul
Hay temaslı oğul
Yaşım gelmiş doksana
Uzaktan konuşsana
Geldin elimi öptün
Koviti elime yüzüme sürdün
Dünya tatlı can azizdir
Çıkma karşıma bir daha
Deli Dumrul babasından yüz bulamadı varıp gitti anasına ,
Der :
Ana biliyor musun neler oldu
Köprünün yanına bir oba kondu
Kovit derler bir bela çıkmış
Oğulların kızların canını almış
Ben bilirim Tanrı alır canı
Babama vardım el öptüm anlattım
Babam karşıma çıkma dedi
Ana sana da haber vereyim
Çadırından çıkma dışarı
Anası der :
Oğul oğul ay oğul
Dokuz ay karnımda taşıdığım oğul
Ak sütümle emzirdiğim oğul
Akça burçlu karantina yurtlarında tutulaydın oğul
Pis dinli kafirin elinde esir olaydın oğul
Benim yaşım gelmiş seksene
Baban ile yatarım aynı keçede
Evvel gidip elin öpmüşsün
Kovidi eline yüzüne sürmüşsün
Şimdi ben ne ederim
Dünya tatlı can aziz
Çıkma karşıma bir daha
Kovit gülmeye başladı Dumrul o istemeden ne istediyse yaptı hey gidi süper bulaştırıcı hey şimdi nereye gider diye güldü , Dumrul tez helalinin yanına vardı.
Der :
Biliyor musun neler oldu
Köprünün yanına bir oba kondu
Kovit derler bir bela çıkmış
Nice koçyiğitlerin canını almış
Ben bilirim Tanrı alır canı
Babama haber verdim , anama haber verdim
Ben çadırımdan çıkmam hatun
Sen ne istersen onu yap
Kadın burada ne söylemiş :
Ne diyorsun ne söylüyorsun
Göz açıp da gördüğüm
Gönül verip sevdiğim
Koç yiğidim şah yiğidim
Kovit gelse ne olur
Sen çadırdan çıkma
Ben koyunu sağarım
Sana al şarap sıkarım
Sen çadırda ye iç
Kadir Tanrı Şahit Olsun
Benim canım sana kurban olsun
Dumrul’a bu söz hoş geldi der :
Yücelerden yücesin
Kimse bilmez nicesin
Güzel Tanrı
Çok cahiller seni gökte arar yerde ister
Sen bizzat müminlerin gönlündesin
Daim duran cebbar Tanrı
Ben bilirim Tanrı alır canı
Kovit sebeptir gayri
Babamın katar katar develeri var
Kovid sebebi olursa , hastaneler yaptırayım senin için
Anamın çil çil altınları var
Kovid sebebi olursa
Aç görsem donatayım senin için
Alırsan ikimizin canını beraber al
Bırakırsan ikimizin canını beraber bırak
Keremi çok kadir Tanrı
Bu sözler Hak Teala’ya hoş geldi.
Duha Koca elini yüzünü yıkadı , hatunu ile yatağını ayırdı , insan içine çıkmadı , el açıp Ulu Tanrı’ya yalvardı.
Beylikten usanmadım
Yiğitliğe doymadım
Bir koca hatunum var
Benim canım alırsan
Oğul elinde kalır
Gelin kakınç yapar
Canımı alma kovit medet
Dumrul’un anası elini yüzünü yıkadı , ağzını , burnunu ak destar ile örttü , çadırından dışarıya çıkmadı el açtı Ulu Tanrı’ya yalvardı.
Yücelerden yücesin
Kimse bilmez nicesin
Oğlan bir deli kavattır
Hatunu ondan ahmaktır
Kocam ölür kalırsam
Oğul çadırında yatarsam
Gelin kakınç yaparsa
Kanlı yaşlar dökersem
Canımı alma kovit medet
Bu sözler Hak Teala’ya hoş gelmedi.
Dumrul çadırından çıkmazdı , hatuna seslendi ;
Tepesi büyük büyük bizim dağlarımız olur
O dağlarımızda bağlarımız olur
O bağların kara salkımlı üzümü olur
O üzümü sıkarlar al şarabı olur
O şaraptan içen sarhoş olur
Çadırın örtüsün ört
Al şarabım doldur
Gel yamacım otur dedi ;
Dumrul’un hatunu duydu yanına geldi.
Ağıllarda beyaz koyun sana şölen olsun
Al al şaraplar sana içme olsun
Kovit alaca yılan olup beni soksun
Benim canım senin canına kurban olsun.
Haftası geçmez Dumrul ile hatunu yataklara düştüler , nefesleri hırıldadı alamaz oldular , ateşten konuşamaz oldular , öksürükten ciğerleri yandı.Günlerce yattılar.
Hak Teala Azrail’e emreyledi: Deli Dumrul’un babasının anasının canını al, o iki helalliye yüz kırk yıl ömür verdim dedi. Azrail de babasının anasının derhal canını aldı.
Dumrul ile hatunu çadırda yatarken , anasını ecel aldı , sonraki gün babasını ecel aldı , katar katar develer kaldı , tavla tavla atlar kaldı , çil çil altınlar kaldı , mezarını eller kazdı.
Dumrul ile hatunu iyileştiler, alp ozanlar kopuzu eline aldılar , alnı açık cömert olanlar dinlesin dediler.
Canı Tanrı verir Tanrı alır
Sen tedbirin al dediler
Tedbir almayan Delinin
Ömrü varmış takdir Allah’ın dediler
Yerli kara dağlar yıkılmasın
Taşkın akan suyun kesilmesin
Kadir Tanrı namerde muhtaç etmesin
Adı Güzel Muhammed’e salavat , hanım hey!..
Mehmet Emin BAŞALP