MEC YAD

esad coşan foto

Merhum Mahmud Es’ad Coşan Hoca’nın hicri doğum yıldönümlerinde anma geleneğine binaen yıldönümü yaklaşırken kendisini yad eylemek üzere bir yazı kaleme aldım.Daha önce selefi Mehmed Zahid Kotku Hoca ile gönül dostu alim olmak üzerinden yapmış olduğumuz nacizane yorumlamalar Mahmud Es’ad Coşan Hoca içinde geçerlidir.

Bazen çeşitli meslek gruplarında tanımlamalar yapılırken örneğin öğretmenlerin en çalışkanıydı , ne bileyim siyasetin delikanlısıydı gibi falan tanımlamalar yapılır muhtemelen oda sahasında camianın akademisyeniydi denilebilir , tasavvufi bir liderdi bunu ifade etmekten çekinmemiş biridir ve akademik ünvana sahipti belki öncesinde de vardır , günümüzde de vardır ama Es’ad Coşan Hoca bu vasfıyla döneminde dikkat çeken biriydi.Bu husustan niye bahsettim , dönem şartlarında 80 sonrası Türkiye’sinde , Türkiye’de hem bir askeri darbe olmuş bazı şeyler sıkı yönetiliyor baskılar var , bazı şeylerde de ülke ilk defa bu kadar dışa açılıyor , serbestleşiyordu. Bu iki hadiseden de din , alimler , tasavvufi , dini gruplar vb etkileniyorlardı. Çünkü geçmişte lokal kalan ve sınırlı imkanlara sahip olan gruplar serbestleşme imkanlarından yararlanıyorlar , görünür oluyorlar , görünürlüğün getirdiği tartışmalar vesaire derken bir taraftan da devletin politikalarına karşı bir duruş göstermeleri gerekiyor nitekim o dönemin en büyük tartışmaları başörtü yasakları  ve İslami olduğu öne sürülerek yasaklanan esasında son derece olağan faaliyetler.Böyle bir ortamda Mahmud Es’ad Coşan Hoca , adı İslam olan dergide hem dini , tasavvufi , politik , sosyal konularda yazılar yazmak suretiyle gündem belirliyor , belirlenen gündemleri yorumluyor , tepki verebiliyor , kendisine görüşü sorulabiliyor işte  akademisyenlikten , tasavvufi liderliğine hem ciddiyet katıyor hem de vizyon katıyordu denilebilir.

Mahmud Esad Coşan Hoca’nın hayatında da bir şey dikkatimi çeker esasında genç bir yaşta vefat etmiştir tasavvufi  liderliğini sürdürdüğü dönem ile vefat öncesi dönemle başlayan ve günümüzde de devam eden süreç hayli farklıdır. Geçmişte belki faaliyet ve söylemde bulunmak sıkıntılı olsa da ortamın huzurlu olduğu söylenebilir fakat vefatından sonra dini , tasavvufi tartışmalar ülkemizde hayli yoğunlaşmış , Sünnet karşıtlığı , modernistler , reformistler , dünyada meydana gelen yeni dini akımlar , Hadis tartışmaları , tefsir tartışmaları , alimler arası sosyal medya veya basın yoluyla tartışmalar , alimlerin üslupları konusunda tartışmalar , tasavvufun ve tarikatlarda meydana gelen yozlaşma veya bu alanlarda eleştiriler  , itikadi sapma ve kriminal olaylara bulaşan topluluklar vesaire derken tatsız ve huzursuz bir ortamın olduğu aşikar , merhum Hoca geçmişte görünür olduğu kadar bu tartışmaların içine girer veya yorumlar yapar , yazılar yazar mıydı yoksa kendince yeni bir yol mu tuttururdu bilemeyeceğiz tabii ki. ( Bu yorum Es’ad Coşan Hoca’nın yazar kimliğiyle yapmış olduğu çalışmalar içindir , tasavvufi yoluna ait değildir )

Mahmud Es’ad Coşan Hoca’nın bir özelliği de doğallığı kanaatimce doğal olmanın farklı görüntüleri var doğallığı belli bir kalıba sokmamak gerekir insanlara nasihat eden klasik tabirle irşad etmeye çalışan bir mürşidin doğal haline bakmak gerekiyor, akademisyen yani meslek olarak da üniversite hocası olan ders anlatmaya , bilgi üretmeye alışkın bir kişi , aynı zamanda tasavvufi geleneğin sohbet , nasihat özellikleri ile birlikte devamlı etrafına bu birikimi aktarmaya çalışmıştır.Şimdi ülkemizde bir çok insanın beklentisi Diyanet İşleri Başkanlığı’nın toplumu irşad etmesidir ve 1980 öncesi Süleyman Ateş’le birlikte başlayarak akademisyen kökenli Diyanet İşleri Başkanları seçilmektedir.O günden bugüne toplumun bütününe hitap edebilmiş veya gönüllere girebilmiş başkan var mıdır ? bilmiyorum.Niye böyle diye bakılırsa hem kişisel olarak doğal davranamadıklarını , dini bir konuyu bile anlatırken doğal olamadıklarını görüyoruz. Oysa Es’ad Coşan bu doğallığı yakalamıştı , kendini kasmıyor , tek tip ve dar bir alana hapsetmiyor daha yenilikçi ve etkili metotlarla etrafına bu aktarımı yapabiliyordu. İslam ile ekonominin önemini de , siyasetin önemini de harmanlayabiliyor veya tarihi bir hadise diyelim İstanbul’un fethini insanlara yeni bir ufukla anlatabiliyordu. Döneminde ve bugün yaygın şekilde erbabı tarafından ve vatandaşlarımız tarafından kendisi takdir edilmekte ve rahmetle yad edilmektedir buna doğallığının başlıca etken olduğunu düşünüyorum.

Mahmud Es’ad Coşan Hoca’nın gerek akademik gerek diğer konularda yazmış olduğu veya derlenen yazılarından oluşan eserleri okumak gerekiyor , kendisinin sözlü ve görsel kayıtları ile ilgili de çalışmalar yapılıyor ve paylaşılıyor , sohbetleri radyodan yayınlanmaya devam ediyor bu doğal aktarımdan nasıl geçmişte istifade edildiyse günümüz insanı da bu müktesebattan istifade etmelidir. Bu kitap ve kayıtlardan olumsuz manada etkilenilebilecek herhangi bir husus yoktur olsa bugüne kadar bir çok tartışmaya ve itiraza konu olabilirdi. Yani sahih , temiz , duru , doğal bir kaynak. Mahmud Es’ad Coşan Hoca da vefatı ile artık tarihe intikal etmiş bir şahsiyettir fakat mirası değerli bir mirastır , harcanacak ve üstü kapatılacak değil aksine daha çok parlatılacak ve aktarılacak bir mirastır.

Yaklaşan hicri doğum yıldönümleri nedeniyle tekrar kendilerini rahmetle yad ediyorum. Allah rahmet eylesin. 13.09.2021

 

Mehmet Emin Başalp

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir