Ülke sathında kaç gazete yayın yapıyor bilmiyordum , internet üzerinden tiraj bilgilerine baktığımda 20 küsur gazete gördüm ve tirajlarda bir hayli düşmüş.
Bu gazeteler nelerdir şöyle bir bakalım ?
Hürriyet , Sabah , Sözcü ,Milliyet , Posta , Türkiye bu gazeteler 100.000 tirajın üzerinde , Akşam , Takvim , Yeni Şafak ,Yeni Akit ,Fanatik ,Karar ,Korkusuz , Yeni Asır ,Milat , Yeni Birlik ,Analiz ise 50.000 tirajın üzerinde gazeteler , diğer gazeteler ise Yeniçağ , Türkgün,Fotomaç,Cumhuriyet ,Milli Gazete ,Diriliş Postası ,Doğru Haber ve Birgün.
Bu yazıyı yazarken ismini duymadığım tek gazete Yeni Birlik’ti.Yazar kadrosuna baktığımda Avni Özgürel , İlnur Çevik gibi isimler var ama onlarda uzun zamandır yazmamışlar diğer yazarlarını da tanıyamadım.
Tabii burada Türkiye’nin Osmanlı’dan beri süregelen gazetecilik serüvenini izah edecek değilim tabii ki aslında benim en zevkle okuduğum ve beğendiğim dönem keskin kalemli Bab-ı Ali gazetecileridir ama artık ne o devir vardır ne öyle gazeteciler vardır.
Gazeteciliğin şimdi dijitale kaydığı ifade ediliyor bu bir sorun değil gazeteyi basılı şekilde veya internet sitesi üzerinden okumak devrin getirdiği bir değişiklik fakat içerik anlamında ciddi bir fakirlik var.Gazeteleri habercilik anlamında değil de köşe yazarları konusunda bir tenkide tabii tutacağım.İşin esası bugün şu yazarı okuyacağım diyebileceğim pek kimse yok kimsenin de öyle olduğunu zannetmiyorum işte kerhen okunan yazarlar var kanaatimce.
Yukarıda saydığım gazetelerin içinde şuan en tanınır gazeteciler kimler onlara da şöyle biraz detaylı bakalım.
Kıdemli yazarlardan sayılır ve bana göre şuan en kıvrak dili yine kullanan o , Sabah’tan Engin Ardıç fakat yinede kalıcı nitelikte bir yazısı yok. Yine Sabah’ta eskilerden Hıncal Uluç var onunda kalemi kuvvetlidir spor ve magazin yazılarında keskinliğini koruyor.Arada bir gülümseyerek acaba Demirel ile ilgili bir anekdot var mı diye Sabah’tan Yavuz Donat’ı açarım oda yine bir şehre gidip biriyle görüşmüştür onlardan bahseder.Eskilerden meşhur bir yazar Mehmet Barlas var yazılarında zengin bir fıkra koleksiyonu vardı epey literatürüme katmışımdır ama onu da uzun yıllardır hiç okumuyorum gazetede son yıllarda çeşitli yazıları ile gündem olmuş tanınan genç kuşaktan yazar ise Hilal Kaplan.
Hürriyet’te kim var nadir köşe yazısı okuyorum ama okuduklarımdan Ahmet Hakan var.Bu gazete ile özdeşleşmiş Ertuğrul Özkök yazmayı bıraktı.Sedat Ergin genelde siyasi yazılar yazardı ama oda pek o konulara girmeden analizler yapıyor şu aralar, Abdülkadir Selvi genelde parti sözcüsü kıvamında yazıları var bir diğer ünlü yazar ise Nedim Şener. Tabii ben Hürriyet’ten , Kelebek yazarlarından Onur Baştürk’ü okurum hiç bilmediğim , görmediğim İstanbul gece hayatından haberim olur J
Sözcü’nün ünlü yazarı Yılmaz Özdil , işin gerçeği Sözcü’den özellikle okuduğum yazar yok ama Twitter gündemleri ile Emin Çölaşan’dan , Uğur Dündar’a ,Saygı Öztürk’ten , Soner Yalçın’a yazıları önüme düşüyor , Soner Yalçın’ın hikayeleştirme gücü ile okutucu bir yazı tarzı vardır.Aslında Sözcü’de yazı yazan en ünlü yazar Rahmi Turan’dır.Meşhur Kara Murat film serisinin filan yazarıdır.Rahmi Turan artık az kalmış mizahi , edebi gazete yazarlarının son temsilcilerinden sayılır fakat şimdilik öyle pek keyifli okunabilir yazıları yok açıkçası.
Milliyet’e baktım eskilerden bir Güneri Cıvaoğlu var fakat oda artık pek gündeme gelen bir gazeteci değil.Posta genelde güçlü yazar kadrosu olan bir gazete değildi senelerdir ,eskilerden Rauf Tamer yazıyor ama ne yazıyor hakikaten bilmiyorum.
Baskılı yayında değil ama Habertürk internet gazeteciliğinde güçlü. Fatih Altaylı , görüşleri bana hitap etmez , tarzını da sevmem ama bence şuan köşe yazarları içerisinde en etkin , en farklı konuları yazan gazeteci , gündem olmayı ve okunmayı başarıyor biraz gazeteci böyle olmalıdır.Yine bu gazeteden Murat Bardakçı’yı okurum tarihi , biyografik yazıları ile genel itibariyle bir çok yazardan ayrılan bir gazeteci ama onunda eskiye göre kaleminin keskinliği azalmış halde.Habertürk’te keyif aldığım yazarlardan biri genelde gündem dışı edebi şeyler yazan Muhsin Kızılkaya.
Türkiye Gazetesi’ni işin açıkçası uzun zamandır okumuyorum ama bilindik yazarları Cem Küçük ile Fuat Uğur.Türkiye Gazetesi bence tiraj başarısı olan bir gazete onu ifade edeyim.
Takvim Gazetesinde genelde acaba yine ne acayip olaylar olmuş Kraliçenin adamları ile paranın baronları neyin kavgasını veriyor diye gülümseyerek baktığım ama uzun zamandır bakmadığım Ergün Diler var , Akşam Gazetesi’ni de okumuyorum hiç ama oradan da bilindik Turgay Güler ile Emin Pazarcı var.
Gelelim Yeni Şafak ve Yeni Akit’e tabii bu gazeteler benim çok okuduğum gazetelerdir tabii yayın çizgilerini titizlikle takip ederim.Maalesef Yeni Şafak hayli zayıfladı , zengin yazar kadrosu dağıldı. Okuduğum yazarlar olduğu için bende bir sıkıcılık mı oluşturdu anlamadım ama İbrahim Karagül’ün kaç yüz kez yazdığı , dünya savaşı ve Yusuf Kaplan’ın medeniyet tasavvuru konulu yazılarını artık okuyamıyorum. Mustafa Kutlu , Süleyman Seyfi Öğün , Fatma Barbarosoğlu , Ömer Lekesiz arada okuduğum gündem dışı yazıları ile yine emsali gazetelere göre kalite çizgisi yüksek diyebilirim .
Yeni Akit’in tabii en meşhur yazarı , muhafazakar camianın da en bilindik gazetecilerinden Abdurrahman Dilipak , ben Dilipak’ın tutarsızlıklarını en az 20 yıl önceden keşfetmiştim maalesef giderek ne kadar marjinal düşünce var onun savunucusu oldu bazı yazılarını artık sırf şaşırmak için okuyorum.Gazetede genellikle şaşırtan , polemik oluşturan bir yazar kitlesi vardır ama içeriği kaliteli yazı yazan açıkçası pek yok.
Karar Gazetesi yazarlarının büyük çoğunluğunu tanıyorum tabii eskiden farklı gazetelerde iken bir muhalefet motivasyonu ile bir araya toplandılar.Yazarlığı iyi olan kabiliyetli olanlar vardır ama bu muhalif bakış açısı ile yazı içerikleri bana göre ciddi anlamda zayıfladı ve zorlama hale geldi.Tabii yazarlardan Taha Akyol , Ahmet Taşgetiren , Mehmet Ocaktan , İsmet Berkan , Akif Beki , Elif Çakır , Mustafa Karaalioğlu , Yıldıray Oğur , Hakan Albayrak bilinen yazarlardır bu yazarlardan arada yine tek tük baktığım Taha Akyol’dur.
Yeni Asır ,Milat , Yeni Birlik ,Analiz hiç okuduğum gazeteler değildir sadece eski Akit şimdi Milat’ta yazan Serdar Arsever’i arada okuyorum diğer yazarlarını da hiç tanımıyorum.
Yeniçağ , Türkgün,Fotomaç,Cumhuriyet ,Milli Gazete ,Diriliş Postası ,Doğru Haber ve Birgün.
Yeni Çağ’da okuduğum bir gazete değildir ama genelde pek tutmayan siyasi analizler yapan Arslan Bulut ve Ahmet Takan’ı bilirim ama galiba Ahmet Takan’da uzun zamandır yazmıyor yazıyı yazarken şöyle bir baktım.
Türkgün’de okuduğum bir gazete değil sadece Yıldıray Çiçek’i biliyorum.
Cumhuriyet’te hiç okuduğum bir gazete değildir ama uç sol muhalefetin buluşma noktası gibi olmuştur Mustafa Balbay , Emre Kongar gibi yazarları bilinir ama mesela Ali Sirmen gibi eski yazarları artık hiç gündem olamıyor tirajıda hayli düşmüş durumda.
Milli Gazete’nin bana göre yayın çizgisi değişti vefat etmeden rahmetli Mehmet Şevket Eygi’yi okurdum.Arada Adnan Öksüz’ü okurum tabii muhafazakar camiada geçmişte bilinen İsmail Kıllıoğlu , Ekrem Şama filanda artık pek gündeme gelecek şekilde yazılar yazmıyor.Sıkça Facebook vb gibi yerlerde dini hamasi yazılarını gördüğüm ilahiyatçı Abdülaziz Kıranşal’da burada yazıyor.
Doğru Haber de Hüda –Par çizgisine yakın bir gazete galiba hiç okumadım ve bilmiyorum.Birgün ise uç sol bir gazete , okumuyorum ama önüme genelde dini tartışma haberleri ile bir şekilde düşüyor , gazete işin gerçeği ülke gerçekliğinden ciddi oranda kopuk ve din ile dindar takıntısı olan bir gazete , yazarlarından belki Zafer Arapkirli daha tanıdıktır.
Bunca köşe yazarına rağmen sizde okuduğunuzda fark etmişsinizdir , muazzam yazıyor denilebilecek hiçbir köşe yazarı yoktur.Görüşlerine katılınır veya katılınmaz bir Hasan Pulur ayarında yazı yazan kalmamıştır.
Yılların Fehmi Koru’su , Murat Yetkin’i , Ruşen Çakır’ı filanda gazetelerden ayrıldılar , bir yığın analizci , ekonomist , dış politika vb gibi konularda , anlaşılmaz , tutarsız şeyler yazan yazarlar türedi. Ama tabiri caizse kumaşlarında muharrirlik olmadığı için okunması asla keyif vermiyor. Gündüz Vassaf veya bu tip yazarlar genelde Radikal Gazetesinde vardı aykırı , şaşırtıcı yazılar yazan yazarlarda kalmadı.
Tabii bilhassa gazete hayatımızdan çıktığı kadar Twitter hayatımıza girdi , Twitter’da bilgi selleri vb ile gerçekten hayli yetenekli kimi moda tabirle trol isim kullanan falan kişiler var , kalemleri yukarıda zikredilen yazarlardan hayli kuvvetli kişiler var , keşke bu kişiler , bu kişilerin yerine köşe yazarı olsa diyorum bazen hiç olmazsa daha iyi şeyler çıkabilir.
Bu köşe yazarlığı ve bu gazete türleri nereye gider bilmiyorum ama çok uzak olmayan bir zamanda bu yazarların hiç birinin yazarlığa devam edeceğini sanmıyorum , büyük bir değişim mecburen olacaktır , burada daha kötü yazarlar yerine daha yetenekli yazarların oluşturacağı bir kadro gelmelidir. Birde bu gazete mantığı değişmeli bunu birazda okurlar sağlamalıdır , gazete işi pahalı hale gelmiş , şartlar zorlaşmış olabilir ama şartların değişmesi içinde yenilikler ve rağbet icat etmek gerekir.Gazeteciliğin doğasında da bunun olduğunu düşünüyorum.Gazete sahipleri bence köşe yazarları konusunda ciddi bir değişime gitmelidirler , sonra başta editörler olmak üzere gazetelerin yazı ve haber dilleri güncellenmelidir.
Bu yazının yazıldığı 17.02.2022 tarihi itibariyle şöyle gazete manşetlerine bir bakalım.
Hürriyet : Elektrikte 4 Adım
Sabah : Elektrik Tarifelerini Düşüreceğiz
Sözcü : Utanmadan Çıkıp Kadınların Yastık Altındaki Altınlarına Göz Dikiyorsunuz
Cumhuriyet : Faturalardaki “ gizli “ Yük
Türkiye : Bu Ne Hal
Yeni şafak : Raflar 1 – 2 Ay İçinde Düzelecek
Karar : Böyle “ Uyum “ Olur Mu
Akşam : Elektrikte Yeni Tarife
Milliyet : 16 Yaşında Çocuktu
Akit : Zillet , 28 Şubat’ı Hortlatma Derdinde
Türkgün : Bunlardan Bir şey Çıkmaz
Yeniçağ : Zamları Ben mi Yaptım Kardeşim
Posta : Her Tarafı Ayrı Dram
Milli Gazete : O Masaya Milletin Dertleri Yatırıldı
Yeni Birlik : Türkiye’nin Önemi Arttı
Milat : Seçenek Çok
Takvim : Elektrik –Doğalgaza Fiyat Ayarı
Birgün : Faturalardaki Saadet Zinciri
Diriliş Postası : Sizi İlgilendirmez anlamına gelen herhalde Almanca bir manşet
Görüldüğü üzere tümü başarısız manşetler , sözlü olarak duyulan bir şeyi , dinleme ihtimali yüksek olan konuları manşete taşımak anlamsız.Tabii ki Sayın Cumhurbaşkanı’nın elektrik tarifesinde indirim müjdeleri genel anlamda izlenmek suretiyle öğrenildi. Cinayet , katliam vb gibi hadiselerinde manşetten verilmesini doğru bulmuyorum.
Ben olsam kaçak elektrik oranları , nükleer enerjiyi gündem getirirdim illa elektrikle ilgili haberler verilecekse gibi çünkü maalesef nükleer santrale geçemedik , gelişmeleri halk yeterince takip edemiyor çünkü bu tarz haberler gazetelerden takip edilebilir.Nitekim Sinop inşaatı bildiğim kadarıyla masraf artışlarından durmuştu.
Manşet bence ilgi çekmelidir. Köşe yazarları okunur olmalıdır.Araştırma dosyaları mutlaka gazetelerde olmalıdır.Tefrika türü edebi türler gazetelere yeniden girmelidir. Bu moda edilebilir , yetenekli edebiyatçılar içinde okunma fırsatı olur.Bugün nasıl yeniden Kars’a giden tren yeniden moda oluyorsa tefrika roman neden moda olmasın yani tefrika diyince kafamızda artık Ahmet Mithat Efendi’nin tefrikaları gelmesin , ben okuduğumda mesela şaşırmıştım Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu’nun , Kara Davut adlı herhalde Cumhuriyet döneminde Osmanlı konulu ilk tefrika imiş Fatih Sultan Mehmet’e tokat attırılması hadisesi nedeniyle insanların gazeteyi protesto etmesi gibi. Bugünde ilgi çekici konular bulunabilir.
Bir diğer husus gazetelerde ropörtaj artık pek yer almıyor , gazete demek başarılı ropörtajlar , okunacak , şaşırtıcı ropörtajlar yapmak gerekir.Eski siyasiler yeni siyasiler , sanatçılar , diplomatlar , işadamları vb oldukça zengin ropörtaj konukları ortaya çıkar.
Söyleyecek söz çok ama benim gördüğüm gazeteciliğin esaslı bir değişim ve yenilenmeye ihtiyaç duyduğu zira mevcut durum günü idare eden ve günden güne gerileyen bir durum bir süre sonra bu halin taşınmayacağı açık 17.02.2022 tarihinde yazılmıştır.
Mehmet Emin Başalp