YAŞAYAN DOĞANBEY EVİ

Biz aile olarak Konya’nın Doğanbey beldesindeniz. Bildiğimiz üzere anne baba taraflarından oralıyım , dedemden öncede üç büyük dedemizde oralı.Doğanbey eski adıyla Davgana tarihi bir yerleşim yeri , mimari özelliklerinden sokak dokusundan , tarihi evlerinden açıkça belli.

Doğanbey beldesinde doğmadın , çiftçilik yapan bir aileden gelmiyorum.Doğanbey erkek nüfusu yüzlerce yıldır başta İzmir olmak üzere göç verir tabii zamanla artık kuşaklar gittikleri yerlere yerleşmiş ve geri dönmemiştir. Kimileri  de yazlıkçı olmuştur.

Bizde Doğanbey’de yazlıkçı denilebilecek bir aile idik.Fakat bizim tarihi özellikte bir evimiz yoktu , tadan kalma bazı evlerin başka mirasçılara kalması gibi sebeplerle daha sonra yaptırılan bahçeli betonarme bir dede/baba evimiz vardı. Fakat ben tarihi Doğanbey evlerine oldukça ilgiliydim.

Çünkü bu evler Türk evi dediğimiz modelin tüm örneklerinin sergilendiği , kıymetli yaşam alanları , kalın taş duvarları , cumbaları ve bu yörelerde kullanılan ismiyle dizmeler , kerpiç duvar bölmeleri , ardıç ağaçlarından sağlam , direk ve kirişler , ahşap binalarda yaşanan genleşmenin getirdiği çıtırtı , alçak pencerelerden sokak manzaraları veya dağ manzaraları izlemek , serinlik , yüklükler , raflar , ocaklar , ahırlar , samanlıklar , yaz odaları , kış odaları , yüksek tavanlı hayatlar , yaz aylarında oturulan çardaklar veya sofa da deniyor o kısım , şerbetlikler vesaire.Tarihi Doğanbey evleri belki konak mimarisi kadar sanatlı yapılar değil ama bir belde için sanat ve estetik değeri yüksek , her biri içinde ilginç detaylar barındıran evler.

Allah nasip etti , üç yıl önce böyle bir ev satın aldım.Bozulmamış olmasını istiyordum zira bu taş duvarlar beton sıva ile sıvanıp abuk subuk renklere boyanabiliyor , ahşap pencereler , cumbalar plastik pvc ile değiştiriliyor , iç dizaynları bozuluyordu.Oysa bu yapıları bir daha yapmak pek mümkün değil , elde olan hazine bilinmiyor. Bu ev çok şükür öyle bir ev değildi , evin sahipleri rahmetli Mustafa Akyüz Amca’ya , hanımına Allah’tan rahmet diliyorum.Mekanı cennet olsun.Evi satan Mehmet Akyüz ve Ali Akyüz abiye’de hayırlı uzun ömürler diliyorum , her daim hayırla anacağım.

Evimiz haliyle eski bir ev , tarihi eserlerde nasıl restorasyon bitmezse bu evlerde de bakım bitmez ama bu evleri yaşatan uzmanlarının dediği gibi insan nefesidir , çocuk sesidir. Aldığımızda temizlik yaparak işe başladım , evin iç sıvasını , temizlik sıvasını sağolsun komşular yaptılar o zamanlar sağ olan şerife Teyze sağolsun öncülük etmişti.Allah rahmet eylesin. Mali imkanlarımız nispetinde alt kısımlarda biraz güçlendirme yaptık , bu güçlendirme için dedemin konya’da ki evimizin yerinde olan eski evden çıkan ardıç ağaçlarını saklamıştı , onları kullandık.Allah rahmet eylesin. İlginç yaşanmışlıklar ilginç eklemelerle devam ediyor. Oldukça eski olan ama zamanının teknolojisine göre oldukça moderne elektrik tesisatını , güvenlik için değiştirmek gerekiyordu , belki masrafımızı birkaç kez katlayarak eski tip malzemelerden yine sıva üstü değiştirdik.Elektrik tesisatını kendi evleri gibi özenerek değiştiren Mehmet Akif Kaba ve İsmail abiye çok teşekkür ediyorum. Evin dış cumbası ise yılların deformasyonu sonucu ile dışına teneke çakılmış haldeydi , mevcut teneke kaplama da çürümüş ve estetik olarak kötü olduğu için pek güzel gözükmüyordu. Bu teneke dokunun değişmesi gerekiyordu.Sağolsun bu konuda Doğanbeyli Ustamız İsmail Ergin ve Tokatlı ustamız İbrahim Arslan el ele vererek bu değişikliği gerçekleştirdik.Bu süreçte konunun uzmanları ile öncesinde epey istişare ederek malzeme temin etmeye çalıştım.Dış cephe için dayanıklı olması için “termowood “ denilen ahşabı kullandık. Mevcut halinde bir değişikliğe gitmedik , eski evlere  yapılan bir çok restorasyonu inceledim ve bu konularda ustalarımızı yönlendirdim.Niteliksiz sonradan yapılan ekleri çıkardık. Bina taş yüzeyi kesme taş olmadığından “ horasan sıvasını “ çok güzel göstermese de restorasyon ustalarından aldığımız tarif ve malzemelerle horasan sıvası ile dış cephede boşlukları doldurduk ve sıva uygulaması yaptık. Sevdiğimiz Ekrem Anaç Abinin fikirlerine başvurduğum oldu , teşekkür ederim.

Tüm bunları ne için yapıyorum , ülkemizin , milletimizin tarihine , kültür ve medeniyetine hayranım.Bu değerlerin korunması ve sonraki kuşaklara aktarılması gerekiyor , gerçek milliyetçiliğinde bu olduğuna inanıyorum.Niteliksiz yapılarla , kozmopolit şehir gettolarında yaşayan , memleketini , kültürünü , yemeğini bilmeyen insanlarla ne kadar Türk kültür ve medeniyetini ileriye taşıyacağız. Bu evde daimi yaşamıyoruz ama dostlarımızı ağırlayacağız nitekim imkan nispetinde dostlarımızı periyodik davet ediyoruz , bu hususu da sırf teşvik olsun diye paylaşıyorum. Doğanbey et ürünleri meşhur bir belde , sucuğunu misafirlere tattırıyoruz , şimdilerde Konyalıların ekmek salması , Doğanbeylilerin ekmek batırması dediği yemeği , ocak ateşinde , gara tavada pişiriyoruz. Bu hanelerde dostluk , muhabbet , zikir , fikir , şükür , anılar , akrabalık bağları olsun istiyoruz. Hanemizden dostlar Peygamber Efendimiz’in Hadis-i Şerifinde buyurduğu gibi “Ey insanlar! Selâmı yayınız, yemek yediriniz, akrabalarınızla alâkanızı ve onlara yardımınızı devam ettiriniz. İnsanlar uyurken siz namaz kılınız. Bu sayede selâmetle cennete girersiniz “ müjdesi mucibince , cem olmak yemek yedirmek emrini yerine getirdiğimiz bir mekan olmasını istedim. İnşaallah gelen giden dostlarımızın, akrabalarımızın hatırlarında güzel yer ediniriz ve ardımızdan belki hayırla yad edilir birer Fatiha ile anılırız.

Bu evler yapılan tarhanalar , bulgurlar , pekmezler ile güzel yeni bir nesil adına çiğ köfte denilen nevzuhur bir sokak yiyeceği ile karnını doyurup bunu kültür zannetmemeli , kazanı , haranıyı , tası , helkeyi , çömleği , kevgiri bilmeli , yerel yemeklerimizi tatmalı , yapmalı. Kurban bayramında et doğramalı , çömleğe peynir basmalı , yün yorganda yatmalı , yastık , yorgan ve yer yatağından yani döşekten bir yük yığmalı.Duvarda Kabe işlemeli duvar örtüsünü , görmeli , çiçekli geleneksel perdemizi pencereye çekmeli , mindere bağdaş kurup oturmalı , ev dolamasını hasır yastığa sermeli , duvara ahirete göç etmiş ataların fotoğrafları iliştirilmeli , ot süpürgesiyle halı , kilim süpürülmeli. Abdest almak için takunya aldım , tak tak sesiyle yürürken verdiği bir zevk var. Bunlar bana huzur veriyor açıkçası.

İnsan memleketini sevmeli , memleketini , tarihini , kültürünü unutmamalı.Tolstoy İnsan Ne İle Yaşar kitabında bazı konulara değinmiş , insan maddiyatla yaşamaz.İnsan sevgi ile yaşanmışlıklarla , dostlukla , muhabbetle , geçmişle , ince hasletlerle yaşar velhasıl tabi Allah’a iyi bir kul olmakla yaşar , iyi bir kul Allah’ın emirlerine uyar , ibadetler vesairler insanın özel alanı ama diğer insanlar için iyi bir kul herkesin elinden dilinden emin olduğu kimsedir yani zararsız kimsedir.Zarasız kimse çevreden , tabiattan tut her şeyi korur , cansız varlıklara dahi hassas insan insana karşı hassas olur. Bu ülkede İstanbul silüetini İstanbul yapan Mimar Sinan’ın kabrini sprey boya ile boyayanlar çıktı. Bunlar tahrip eden bir nesildir , bu nesiller bu hale kendiliğinden gelmiyor , inceliğe dair , zarafete dair , çelebiliğe dair ne varsa kaybettiği için yapıyor.Tarihi bir Türk evinde çelebi tabiatlı insan oturabilir , derviş bir insan oturabilir. Ecdadımız mekan ve insan bağlantısını böyle koruyordu.Ruhsuz apartmanlar , dünyanın her hangi bir ülkesinde yer alabilecek global bir kültürsüzlükle döşenmiş evlerde yaşayanlar , imkansızlıktan gecekondularda yaşayanlar , gettolaşmış mahallelerde yaşayanlar , komşuluk olmayan yerlerde yaşayanlar , Allah’ın adının anılmadığı evlerde yaşayanlar ölür ,zararlı hale gelir , tahrip eder , bitirir. Hayatımızda modernizm yok mu var ama kaptırmamak gerekiyor bazen diyorum niye böyle çift karakterli bir hayat yaşıyorum diye ama bu da zevkli evet ben modern yaşam alanlarında çokça vakit geçiririm kafeler , spor salonları , tiyatro , konser vb den de keyif alırım , modayı da takip ederim , giyip kuşanırım .Ama Kapu Camii civarını , eskiyi de severim . İkisini mezcetmeden yani karıştırmadan yerinde , dozajında hayata katmaya çalışıyorum. Bir insan asla tekdüze yaşamamalı , hayatını , kültürünü tek tip yaşamamalı , meraklı olmalı. Banal , adi ve bayağı kültürden kaçınmalı. Bizden olana evet bizden olmayanı kontrollü kabul etmek gerekiyor. Biz kendi kültürümüze şarkiyatçı gibi de bakamayız , biz zaten şarkız bu hayatı olduğu gibi yaşamalıyız ama başkalaşmadan , zamanın ruhuna yönelik renkler katarak.

Bu ev için aile desteğini de unutmamak lazım Babam ile merdiven korkulukları vs yaptık zira merdiven çocuklar için tehlikeliydi , güvenliği sağladık. Annem çeşitli ev eşyalarını verdi.Babaannem sakladığı bir çok geleneksel eşyayı verdi.Büyük halalarımız Lütfiye ve Emine halalarımız bir çok eşya hediye ettikler.Uzaktan yakından , kan , kayın tüm hısım akrabadan bir çok ev eşyası tedariki sağladılar , sağolsunlar. Yine misafirimiz olan amcalar , dayılar , bir çok akrabamıza da teşekkür ederim. Yine eşim bu evi almada , yaşamada bana verdiği desteğe teşekkür ediyorum , alışık olduğu şeyler değildi ama onu da değişik bir dünyaya sürükledim.

Yazımız bir kayıt düşme olduğu için daldan dala atladığımız da oluyor ama birkaç misafirimizi de anmadan olmaz , Halil İbrahim Tongur abi ve dostlarından oluşan ekiple oturmamız çok keyifliydi , çekimleri muhabbetleri çok güzeldi , her zaman tekrar etmek isterim.Ahmet Akın Abi’nin Doğanbey üstüne yaptığı haberde çok hoş oldu. Selman Selim Akyüz Abi’ye ve diğer katılan dostlara selam olsun.Mesai arkadaşlarımızla ailecek kalabalık bir grup halinde açılışı yapmıştık. Berdushbebe namı ile anılan Mehmet Yıldız’da , Şevket Üzer’le evimize renk katmıştı , çekimleri içinde teşekkür ederim ilki başlatmışlardı. Hüsn-i Hat kursumuzdan başta hocamız Ersan perçem ve diğer dostlarla kalabalık bir ekiple gelmişlerdi, çok değerli muhabbetler olmuştu. Yine yıllardır beraber oturduğumuz Camialtı ekibiyle yapılan programda efsane oldu , en lezzetli programdı diyebilirim. Haricinde bir çok dost katıldı , isimlerini sayamayacağım hepsine teşekkür ederim.

Yeni planlar , hayaller var mı ? İnşaallah sırada bekleyen akrabaları , dostları ağırlamaya devam edeceğiz , yeni lezzetler deneyeceğiz , yeni muhabbetler edeceğiz.Pekmez kaynatma hayalim var , asmayı yaptırdım , asma bol üzüm verirse neden olmasın , kültür insanlarını , alimleri vs meclisimizde buluşturmaya niyetim var.Yine bir barana gecesi gibi organizasyon fikrim var , türküler söylensin , yerel oyunlar oynansın.Daha ilerde acaba bakacak birini bulabilirsem diye at almayı da düşünüyorum , hayal ediyorum. Eve dair doğallığı bozmadan , nitelikli katkılar yapmaya devam edeceğiz , koruyacağız , inşallah benden sonrada nesillerimiz korur , kollar , bu şuuru vermeye gayret edeceğim.

Bir tavsiyede kayıtlara geçsin diye Doğanbeyli hemşerilerime yapacağım , bu evleri koruyun kollayın , niteliksiz katkılar yapmayın , yıkmayın , eski eşyaları , antikacılara vb satıp elinizden çıkarmayın. Kültürümüze dair şeyleri sevin , çocuklarınıza aşılayın.

Koca Yunus’und dediği gibi , İndik Rum’a kışladık , çok hayır şer işledik , Anadolu’da 1000 yıldır varız , bu dönemin içindeyiz bizde geçeceğiz bu renge biraz katkı sağlamak istiyorum , yine onun dediği gibi bizden sonra “ kalanlara selam olsun “ diyeceğiz. Yazılar yazmaya ömrümüz var oldukça devam edeceğiz , şimdilik kısa bir toparlama yaptım.22.07.2024

haktan gelen şerbeti içtik elhamdulillah
şol kudret denizini geçtik elhamdulillah
şol karşıki dağları meşeleri bağları
sağlık safalık ile aştık elhamdulillah

kuru idik yaş olduk kanatlandık kuş olduk
birbirimize eş olduk uçtuk elhamdulillah
vardığımız illere şol safa gönüllere
halka tapduk manisin saçtık elhamdulillah

beri gel barışalım yad isen bilişelim
atımız eğerlendi estik elhamdulillah
indik rum’u kışladık çok hayır şer işledik
uş bahar geldi geri göçtük elhamdulillah

dirildik pınar olduk irkildik ırmak olduk
artık denize dolduk taştık elhamdulillah
taptuğun tapusuna kul olduk kapusuna
yunus miskin çiğ idik piştik elhamdulillah