KALKINMA HEVESİ

 

SİHA

Sosyal medyanın milletimizin kalkınma hevesine ket vurmasından illallah geldi. Türkiye mühendisini kaybetti yok Almanya kargocu kazandı vb gibi ifadeler.Ülkede şartların zorlaştığı , ekonomik şikayetlenmenin arttığı bir çok ifade görüyoruz. Ben şunu demiyorum tabii ekonomide sorun varsa sorun var denir , enflasyondan dövize , bütçeye , hayat pahalılığına , zamlara , ekonomik küçülmelere vesaire her türlü yorum yapılabilir fakat ülkemizin kalkınma hevesini yok edecek algılarla konuşmamalıyız.

Cumhuriyetten önce ülkemiz geri kalmıştı , cumhuriyet ile bir anda gelişti gibi bir iddia da değilim fakat cumhuriyetin kurulması ile yıpratıcı büyük savaşlardan kurtulmamız ile kalkınma isteğimiz arttı , halkımızın hedefi kalkınma oldu , siyasetin hedefi kalkınma oldu. Cumhuriyet kurulalı daha 100 yıl olmadı bunlar kısa süreler , cumhuriyet kurulduğunda bu ülkede ciddi bir sanayileşme yoktu , çoğu yerde ibtidai usulde tarım yapan ve geçinemeyen insanlar vardı.Kıyafet , ayakkabı dahi o yıllarda halkımız için lükstü ve yoktu.Bunlar anı kitaplarında okunabilir yahut aile büyüklerinden dinlenebilir.Yıllar içerisinde ülkede sermaye birikimin yaşanması ve kalkınma hamlesi ile sanayi ve ticari yatırımlar yapılmıştır.

1950’lerde kalkınma hamlesi hızlanmış, yollar köprüler yapımıza başlanmış , artık halkımızın kıyafet , ayakkabı yokluğu gibi sorunları azalmıştır.Artık elektrik , araba gibi ihtiyaçları artmış ve ülkemizde de halkımız didinip , çalışıp kendini kalkındırmaya uğraşmıştır.Bu yıllarda köylerden şehre göçlerin artması ile de , şehre gelen insanımız , ev , bark yapmaya , çalışmaya , para biriktirmeye , çocuğunu okutmaya ve bir şekilde refahını artırmaya odaklanmıştır. Nitekim Türkiye artık 60’lı yıllardan sonra yaygın elektrik , barajlar , üniversiteler , fabrikalar gibi kalkınma hamleleri artıyordu.İlk boğaza köprü inşaatımız  başlama yılı 1970’tir bu kadar kısa bir sürede bu aşamaya gelmek başarıdır artık bugün ülkemizde neredeyse bütün deniz yollarımız üzerinde Çanakkale Köprüsü’nün de bitmesi ile kara geçiş sorunumuz kalmayacak.

Çok detaya girmiyorum 1980’lerden sonra yeniden hızlanan kalkınma ile bu sefer daha çok sanayi , teknoloji , basın yayın , finans gibi hususlarda Türkiye hızla kalkınmıştır.Halkımızın ihtiyaç ve talepleri değişmiştir.

Tabii şunu ifade edeyim Türkiye bu kalkınma macerası içerisinde askeri darbeler , ara rejim hükümetleri , ambargo , siyasi istikrarsızlık , yüksek enflasyon , bütçe açıkları , öğrenci olayları , büyük grevler vb gibi hadiselerde yaşamaktadır.

80’li ve 90’lı yıllarda Türkiye’nin kalkınma hızını maalesef artan terör belası baltalamıştır.Bu yıllarda da yine ekonomik sorunlara rağmen sanayi ve ticari kalkınma hamleleri yapılıyordu , şehirleşme de , belediyecilikte gelişmeler oluyor , şehirlerimize metrodur , doğalgazdır döşeniyordu.Bilgisayar , cep telefonu gibi teknolojik aletler halkımız ediniyordu.

Siyasetçi ismi vermediğim için hiçbir siyasetçinin ismini vermeyeceğim ama köyünü kalkındırmak için çırpınan muhtardan , beldelerini geliştirmek için nice başarılıları vardır belde belediye başkanları , esnaf, sanayi , ticaret odası başkan ve üyeleri , yerel siyasetçiler , belediye başkanları , milletvekilleri , bakanlar ve başbakanlar ile cumhurbaşkanlarını rahmetle anıyorum. Esnafı , sanayicisi , çiftçisi , çalışanı tüm emek verenleri rahmetle ,minnetle anıyorum.Halkımız kimin taş üstüne taş koyduğunu gayet iyi biliyor. Öyle belediye başkanı var ki şehirde hala şunları o yaptı deniyor , ne başbakanlar var yol yaptı , baraj yaptı deniyor.Öyle sanayici var ki , istihdam oluşturup memleketini kalkındırıyor.

Bugün ülkemiz artık çok daha büyük kalkınma hedefleri içerisindedir , ülkemizde çok geç kaldığımız nükleer santral inşaatları devam etmektedir.Savunma sanayide gelişmemiz ile hem terör belasını defettik hem de ülkemizi güçlendirdik. Havayolu taşımacılığı arttı , hızlı tren hatları inşa ediyoruz. Denizlerimizde doğalgaz , petrol keşfediyoruz. Yurt dışında bir çok inşaat faaliyeti yürüten müteahhitimiz var. Netice de ihracatımız artmış , ekonomik büyüklüklerde geçmişe nazaran ülkemiz sınıf atlamıştır.

Bakınız bu yazıyı niye yazıyorum , tek şeritli yollarda giderken ah şuralar çift şeritli olsa derdik , şuralara viyadükler yapılsa derdik , daha 30 sene evvel mahallesi toz toprak içinde olan yerlerde artık kaliteli asfalt ve kaldırım var , soba yakan azalıyor benim yaşım 37 , ben soba ve banyo sobasını çilesinden kurtulalı çok uzun olmamıştır 10-15 yıl arası tam hatırlayamadım bunlar insan hayatı için kısa süreler. Hep bir hedefimiz isteğimiz hem şahsi refahımız artsın ama ülkemizde kalkınsın isteği ve hevesiydi.Hala bu heves içindeyiz yerli otomobili duyduk mu heyecanlanıyor , bir tesis , fabrika açıldığında seviniyoruz. Hala kalkınma vaadi , hevesi ve projesi olan siyasetçileri destekliyoruz.

Ülke bitti , battık , ülkeyi mülteciler bastı , kendi ülkemizde yabancı olduk , ülkede gelecek görmüyorum , terk ediyorum vs gibi ülkemizi , halkımızı , kendi memleketini tahkir ederek sosyal medya da çokta gerçekçi olmayan , gençlerimize umutsuzluk aşılayan ve maalesef son yıllarda çalışmadan , didinmeden fazla komformist hedeflere yöneltilen gençlerimizi etkileyen insanların esas hedefi kalkınma hevesimizi düşürmek.

Gençler için karşılıksız yüksek meblağlarda burslar verelim , eğitim olanaklarını artıralım lakin gençlerde dört elle sarılacak ülkesi için katma değer üretecek , ücretsiz şekilde destekle geçinmek gibi bir anlayış olamaz.

Ülke beton oldu yaygarası ile sözde çevrecilik algısı ile ülkemizin kalkınma hevesini söndürmeye niyetli fıtratı bozuk küresel şebekelerin borazanlarını dinlemeyelim.

Kadına yönelik şiddet , cinsel yönelimler , cinsel özgürlükler gibi insanları sadece boş boş konuşturmak ve sosyal çatışmayı artırıcı şeylerle zaman kaybedip kalkınma hevesimiz sönmesin. Bizim ülkemizin , gerçek vatanperveri kalkınmacıdır. Yani genelde miskinlikle suçlanan sufi grupların bile başları kalkınmacıdır ve kalkınma teşviği vardır.

Kalkınma olacak diye biz her türlü ahlaki anlayıştan vaz geçecek değiliz, kapitalist sistem ile hakkın ve işçinin sömürülmesine , doğal kaynaklarımızın bilinçsizce ve ucuza çar çur edilmesine itiraz edeceğiz lakin ülkede kalkınma hevesini yok edip sosyal huzursuzluk salgını oluşturmak isteyenlere set olmak zorundayız.

Başta dediğimi yine diyorum ekonomik eleştiriler , teklifler ayrı konu kalkınma hevesimizi yok edecek , ülkemizi tahkir edecek , insanımıza umutsuzluk aşılayan belli şebekelerce fonlanan algıların peşinden gitmek ayrıdır.

Bir insanın zihni , ruhu , gayriahlaki sözden , görüntüden hastalanır , her gün dezanformasyona maruz kaldığı ekonomik eleştirilerde insanda ülkesine karşı güvensizlik oluşturur. Bundan uzak duralım.kalkınma hevesimizi yüksek tutalım.26.08.2021

Mehmet Emin Başalp

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir